Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Eylül, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İnsanın Anlam Yaratma Kapasitesi

İnsanın Anlam Yaratma Kapasitesi İnsanın anlam yaratma kapasitesi, varoluşsal bir boyut taşıyan önemli bir kavramdır. Bu kavram, bireylerin yaşamlarını nasıl deneyimlediği ve bu deneyimlere dayalı olarak kendi anlamlarını nasıl oluşturduğu üzerine yoğunlaşır. Varoluşçuluk felsefesi, bu sürecin temelini oluşturan bireysel özgürlük, sorumluluk ve anlam arayışı gibi unsurları derinlemesine inceler.  Bireysel Deneyim ve Anlam İnsanlar, yaşamlarının her anında çeşitli deneyimler edinirler. Bu deneyimler, bireyin düşüncelerini, duygularını ve algılarını şekillendirir. Örneğin, aşk, kayıp, başarı ya da başarısızlık gibi durumlar, bireylerin yaşamlarına anlam katma süreçlerinde önemli rol oynar. Bu bağlamda, bireylerin yaşadıkları olaylar üzerinden geliştirdikleri yorumlar, onların dünyaya bakış açılarını belirler. Her birey, kendi benzersiz perspektifiyle, yaşamının anlamını keşfetme yolculuğuna çıkar. İnsan varlığı olmasaydı, nesnelerin adlandırılması, kategorize edilmesi ve anlaşılması mümk

Tanrı Bizi Neden Manipüle Ediyor?

 Ana konumuza girmeden önce sizlere şu soruyu sormakla başlamak isterim: İblis sizce kötü müdür? Kötüyse kötü olduğunu nerden, kimden, nasıl duyduk? İlk başta iblisin bizlere kötü bir sıfatla sunulmasını inceleyelim. Bizlere sürekli kuranda İblisin kötü olduğu ondan uzak kalmamız gerektiği söylendi ama bunu hiç sorgulamadık neden kötü demedik. Niye kötü olduğunu kurcalarsak Tanrıya tepkisinden dolayı olduğu ve güvensizliğinden kötü olduğu hatta kafir olduğu söyleniyor. O zaman Tanrıya her tepki gösteren kafir olmaz mı? Bir kimseye kafir sıfatı şu şekilde onuluyor İslam’a göre: Küfür işleyerek dinden çıktığı düşünülen veya hiç Müslüman olmamış kimselere kafir denilir. Ama İblis küfür işlememiş, Bakara Suresi 34. Ayette de İblisin Cennetteki adının Azazil olduğu ve İslam dinine mensup olduğu geçiyor. O halde neden kuran iblise boştan yere kafir sıfatını yerleştiriyor. Peki şimdi bu anlatılan her şeyi boş verelim, bir kişi bir din yarattı ve bir kitap yazdı o din hakkında içeriğinde de ke

Arkhe (ἀρχή)

 Herakleitos'un felsefesinde "arkhe" kavramı, temel ilke veya başlangıç noktası anlamına gelir. Herakleitos'a göre, evren sürekli bir değişim içindedir ve bu değişimin arkasında bir ilke vardır. Bu ilke ya da başlangıç noktası, Herakleitos'a göre ateş olarak ifade edilir. Ona göre, her şey sürekli bir dönüşüm içindedir ve bu dönüşümün temeli ateştir. Bu nedenle, arkhe kavramı, Herakleitos'un evrenin temel yapısını anlamaya yönelik felsefi arayışının merkezi bir noktasını oluşturur. Arkhe kavramı ana madde ve ilk madde olarak ele alınıyor, Herakleitos ise bu ana madde “Arkhe” kavramını ateş olarak ele almıştır ama ilk neden olarak kabul gören arkhe kavramının ilk neden olması için bütün canlıların ve cansız maddelerin ondan türe gelmiş olması gerekir ve Thalese göre su arkheydi ama suyun içindeki elementleri atomları ele almamıştı ve bir arkhe ilk neden olacaksa kendi özü içinde başka hiçbir madde bulunmaması gerekir. Keza ateş, ateşin içinde gaz molekülleri va

Varoluşçuluk ve Tanrılaştırmak

Tanrı varlık mıdır? Evet, işte konumuzun asıl temeli bu soru ile ilerleyecek. Konuya geçmeden hemen Tanrı'nın açıklamasını yapalım: Tanrı, genellikle her şeyin yaratıcısı, evrenin ve yaşamın kaynağı olarak tanımlanan kutsal bir varlıktır. Farklı dinler ve inanç sistemleri, Tanrı'yı farklı şekillerde tanımlar ve tasvir eder. Peki ya dinlerde ve inançlarda Tanrı'ya varlık deniliyor ama varlık varsa görünmeli ve hissedilmelidir. Eğer varlık yoksa, yoktur. Peki ya var olmayanlara ne denir? Aslında pek bir şey denmez çünkü zihninizde yapısı canlanır fakat duyu organınızla algılayamazsınız. Mesela boş bir odada gözlerinizi kapatarak odanın ortasında duran bir masa düşünün. İşte bu düşünce, var olmayan bir varlığı düşünmektir. Peki hiç görmediğimiz bir şeyi nasıl hayal ederiz? İşte Tanrı'yı hiç görmemize rağmen, en mükemmel şekilde onu zihnimizce tasvir ediyoruz. Fakat Tanrı mükemmel olduğundan, onu mükemmel şekilde hayal etmiyoruz; bizim beklentimiz mükemmel olduğu için Tanrı

İnsan Neden Bir Şeylere İnanç Bağlar?

Tanrı, tamamen insanların zihninde oluşan düşsel bir karakterden ibarettir. Hiçbir zaman varlığı kanıtlanmadı ve kanıtlanamaz. Varlıklar evrim geçirdiler ve kendilerinden üstün bir varlık aradılar ki "Neden biz var olduk? Biz nasıl olduk?" gibi sorularına cevap bulabilsinler. Bu arayış içerisinde insan düşüncesi, öyle bir mükemmeliyetçi ve kudretli varlık tasarladı ki bu düşünceye bir isim verdi; böylece "tanrı" ismi ortaya çıktı. Bunun yanında din, inanç ve görüşler de ortaya çıktı. Tanrı, insanların sayesinde oluşan ve oluştuğu ilk zamandan bu yana evrim geçirerek birçok dinde, görüşte ve inançta yer aldı. İlk başta şunu bilmeliyiz ki insanlar aciz bir varlık değildir. Evren üzerinde insandan daha üstün bir varlık yoktur ama nedense insanlar sürekli kendinden üstün bir varlık arayışındadır aslında bu çölde su aramaya benzer. Şu ana kadar insanların üstün varlıklar olarak kabul ettikleri tanrılar bir nevi çölde görülen serap gibidir hiçbir zaman gerçekliği yoktur v

Varlığın Var Olma Sebebi?

 Varlık neden var? Yokluk dışında bir şey var mı? Yokluk dışında bir şey varsa bu madde veya varlık mıdır? Varlık tamamen şansa gelmiş bir durumdur. Bahsettiğim gibi bir madde ve enerjinin istem dışı birleşmesiyle türe gelmiş bir şeydir varlık. Yokluğun dışında bir şey var mı? Sorusuna yanıt vereceksek o yanıtım şu şekilde olur: Bir madde veya bir varlık varsa vardır, yoksa yoktur ve bir şey yoksa her zaman yok sayılır ta ki yok olan bir şey var olana kadar. Peki ya “Yokluk dışında bir şey varsa bu madde veya varlık mıdır?” Bir varlığın veya madde dışı olan bir şeyin varlığı asla aranmaz aransa da hiçbir kaide bulunamaz. Varlığın Var olma sebebi ise tamamen basit, şöyle ki: Daha önce dediğim gibi her şey bir şans üzerine bir tesadüf üzerine yapılandı ve buna varlık dedik daha sonra da varlığın neden var olduğunu anlamlandırmaya çalıştık ve bir sürü teoriler gelişti daha sonra da evrim teorisi gelişti ve evrime bağladık varlığın var olma sebebini aslında varlığın var olma sebebi evrimle

İlk Varlık Neydi?

 İslamiyet'te göre ilk varlık daha doğrusu ilk var olan varlık ruhani bir varlık olarak kabul ediliyor ve bu ruhani varlıklara Melek sıfatları verilmiştir. Fakat bilime göre bunlar tamamen bir hurafedir. Çünkü bilim soyut bilgilerden hariç somut delillere dayalı bilgiler içerir. O yüzden sizinle uzunca bir yolculuğa çıkalım ve evrende ilk var olmuş canlıya veya nesnenin nerden türe gelmiş olduğunu neden var olduğunu inceleyelim. Tarihçilerin araştırma konusu olan ilk yaşam ve ilk evrim ne zaman oldu konusu şudur: Genetik araştırmalar ve fosil kayıtları doğrultusunda insanında üye olduğu Primat sınıfının evrim sürecinde günümüzden yaklaşık 60-65 milyon yıl önce Paleosen dönemin de evrimleşmeye başladığı ön görülüyor. Peki ilk insanın evrimi değil de ilk varlığın evrimini yani cansız bir maddeden olan bir varlığın nasıl canlı bir varlık olarak evrime geldiğini açıklasak. İşte ilk cansız varlıklar aslında atomlar olabilir mi? Aslında bu öngörü üzerine tartışıla bilir çünkü atomlar can

Menfaat İçinde Bir İnanç

Aslında herkesin bildiği ve çokça düşündüğü bir konudur inanç konusu veyahut din anlayışı. Menfaat kelimesini de herkes bilir, menfaat hayatımızın her yerinde olan bir kavramdır. Neden yaşıyoruz? Neden yaratıldık? Tanrı var mı? Gibi sonu gelmeyen veyahut getirmek istemeyen istemediğimiz sorulara da bir yanıt veriyor veya bana göre direkt bunların cevabı hatta hayatın cevabı direkt yaşamın var oluşun bir anlamı, evet biraz tuhaf geliyor değil mi? Sonuçta basit bir şey gibi gelen bir kavram bütün hayatta anlam katıyor. İlk başta gelin varoluşçuluk kavramına verdiği cevaba bakalım. Varoluşçuluk insanın neden dünyaya geldiğini kim tarafından geldiğine bakıyor, aslında bir kişinin veya soyut bir varlığın menfaat çıkarı üzerine bir yaratıldık veya evrimleştik. Evet bu kişi veya bu varlığa biz tanrı sıfatını katmışız bu varlık dolayısıyla somut olamaz çünkü tanrıyı kimse tarif edemez, tanrının menfaati üzerine biz dünyaya geldik veya evrimleştik. Bu durumu şöyle düşüne bilirsiniz: Bir çalışan

Varoluşçuluk Arkesi

 "Arkhe" kavramının ortaya çıkış hikayesine değinelim. "Arkhe", Yunanca'da ilk, başlangıç anlamına gelir ve eski Yunan filozofları bir şeyi açıklamak için bir teori geliştirmek için bu terimi kullanmışlardır. Örneğin, Thales'e göre, arkhe (ilk neden), suydu. Aslında bir şeyin varoluşunun ilk nedeni, varlığın varoluşudur; yani varoluşçu bir yaklaşımdır. İnsanoğlu var olduğunda, bir şeylerin farkına varmış ve bir sebep aramıştır. Bu sebep, bazılarına göre su, bazılarına göre toprak olmuştur. Ancak insanoğlu olmasaydı, bir neden de olmazdı; bu yüzden insanoğlu geliştikçe ve olgunlaştıkça bir neden aramaya başlar ve bu arayışın adı da "arkhe" kavramı veya teorisi olur. Varoluş, bir arkhe'dir; gerçek arkhe ise bizleri, yani insanoğlu nu temsil eder. Biz var olmasaydık, suyun su olduğunu, toprağın toprak olduğunu kim bilir ve suya her şeyin ilk ve değişmez nedeni olarak ne adlandırılırdı? Sonuçta, toprağın toprak olduğunu su bilemezdi ve suyun da su