Tanrının gerçek yüzü, aslında kişiden kişiye ve düşünceden düşünceye değişim
göstermektedir. Çünkü tek bir kişiyle bağdaşan bir tanrı kavramı yoktur. Tanrının gerçek
yüzüne değinecek olursak, burada Tanrının fiziksel yüzünden ziyade görünmeyen, yani iyilik
ve kötülük yüzünü ele almak daha uygun olacaktır. Çünkü konuşacağımız konu, metafiziksel
bir varlık olduğundan fiziksel bir yüz tanımı yapılamaz.
Tanrı ve İyilik Yüzü
Tanrı, inananlara iyilik yapmalarını söyler ve bu iyiliğin içerisinde bir çıkar çatışması yaratır.
Bu çıkar çatışması, bir şeyler iyilik yapmanı istemesi ve bunun sonucunda sana cenneti vaat
etmesiyle ilgilidir. Ancak Tanrı, yaptığın iyiliklerin de onun sana yaptırdığını ifade eder. Her
yapılan iyilikte Tanrıyı ortak edersek, insanın iradesi yokmuş gibi bir görünüm ortaya çıkar.
Aslında bu durum ibadeti de kapsar; çünkü Tanrı, sana ibadet etmen gerektiğini söyler ve
sen de bunu yaparsın. Karşılığında ise cenneti vaat eder. Bu durum, ibadeti bir tür ticarete
dönüştürür; çünkü çıkarlar işin içine girer. Yapmadığın takdirde cezalandırılacağını söyler ve
böylece insanın iradesini hiçe sayar. Her ne kadar ibadetler kalben inanarak yapılır gibi
görünse de aslında baskı altında gerçekleşmektedir; çünkü yapılmadığında
cezalandırılacağını bilirsin.
Tanrı ve Kötülüğün Yüzü
Tanrı ve kötülüğün yüzü şöyle açıklanabilir: Tanrı, sana yapman gerektiğini söylediği şeyleri
yapmadığında, seni cehennemde azap ile cezalandıracağını ifade eder. Yaptığın iyilikleri
"kader" adı altında kendine bağlarken, yaptığın kötülüklerin hiçbirini kendine bağlamaz ve
seni suçlar.
Tanrı ve Adalet
Tanrının adaleti, hem inananlar hem de inanmayanlar tarafından duyulmuştur. İlahi adalet
şöyle özetlenebilir: İyilik yaparsan cennete, yapmazsan cehenneme gidersin. Ancak burada
bir çelişki doğmaktadır. Eğer yaptığımız iyilik ve kötülükle sorgulanacaksak, yeni doğmuş bir
bebek öldüğünde neden sorgulanmadan direkt cennete gidiyor? Veya şehit olanlar, onca
günahlarına rağmen neden sorgulanmadan cennete gidiyor? Oysa biz sorgulanarak
gidiyoruz. İşte tam burada Tanrının gerçek adaleti sorgulanabilir hale geliyor.
Araştırmacı:
Halim Yusuf Pilavcı
Kaynakça:
Kutsal Metinler ve İslamî Kaynaklar:
- Kur'ân-ı Kerim
- Buharî, "Sahih-i Buharî"
- Müslim, "Sahih-i Müslim"
- İmam Gazali, "İhya-u Ulumiddin"
- İbn Teymiyye, "Kitabü’l İman"
Felsefi Kaynaklar:
- İbn Rüşd, "Tehafütü't-Tehafüt"
- Friedrich Nietzsche, "Tanrı Öldü ve Üstinsan"
- Immanuel Kant, "Saf Aklın Eleştirisi"
- Jean-Paul Sartre, "Varoluşçuluk"
- Søren Kierkegaard, "Korku ve Titreme"
Teolojik ve Eleştirel İncelemeler:
- Karen Armstrong, "Tanrı'nın Tarihi"
- Richard Dawkins, "Tanrı Yanılgısı"
- Sam Harris, "İnancın Sonu"
- John Hick, "Evil and the God of Love"
- Bertrand Russell, "Why I Am Not a Christian"
Metafizik ve İrade Üzerine Kaynaklar:
- René Descartes, "Meditations on First Philosophy"
- Martin Heidegger, "Varlık ve Zaman"
- Spinoza, "Ethica"
İslam ve Adalet Kavramı Üzerine Çalışmalar:
- Fazlur Rahman, "İslam"
- Seyyid Kutub, "Fizilal'il Kur'an"
- Muhammed Esed, "Kur'an Mesajı"
Dipnot veya Ek Açıklamalar için Kullanılabilecek Kaynaklar:
- Diyanet İşleri Başkanlığı, "Kur'an Tefsiri"
- İslam Ansiklopedisi, "Tanrı ve Adalet Maddesi"
- The Stanford Encyclopedia of Philosophy (online), "Free Will and Theism"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder